Yeme Bozukluğu Nedir, Belirtileri Nelerdir?
Yeme Bozukluğu Nedir, Belirtileri Nelerdir?
Beslenme yaşam kalitesini büyük ölçüde etkileyen ve hayatımızda geniş bir yer tutan vazgeçilmez bir alışkanlık. Bu nedenle yeme bozuklukları hayatı oldukça zorlaştırabilir.
Yeme Bozukluğu Nedir?
Yeme bozuklukları, yiyeceklere yüklediğimiz anlamlar ve kendi bedenimizle olan bağımızı nasıl kopardığımızla ilgili bir rahatsızlıktır.
Genel bir tanım vermek gerekirse, yemek bozukluğu bedensel sağlığımıza zarar verecek kadar az ya da aşırı yeme alışkanlığıdır.
Yeme Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Yeme bozukluklarının belirtilerini duygusal & davranışsal ve fiziksel olmak üzere ikiye ayırabiliriz. En sık görülen ve mutlaka bir uzmandan destek almanız gerektiğini işaret eden belirtiler aşağıda sıralanmıştır:
Yeme Bozukluklarının Duygusal ve Davranışsal Belirtileri
Bedeninin, psikolojinin, işlevselliğinin, bilişsel sağlığının, seçimlerinin ve davranışlarının etkilendiği semptomlar şu şekilde listelenebilir:
Aşırı ruh hali değişimleri
Sık sık aynaya bakmak
Beslenme ya da yemek ortamlarında sosyalleşmeden kaçınmak
Kiloya, gıdaya, kaloriye, gıdanın besin içeriğine aşırı odaklı olmak
Yalnız yemek yemek veya yiyecekleri saklamak
Öğün atlamak
Yoğun kilo alma korkusu
Bozuk beden algısı
Yeme Bozukluklarının Fiziksel Belirtileri
Hızla kilo alıp verme
Şiddetli kabızlık
Düşük kan basıncı
Yavaşlamış solunum ve nabız
Uyuşukluk, halsizlik veya sürekli yorgun hissetme
Saç kaybı ve/veya tırnak kırılmaları
Kuru, sarımsı cilt
Adet döngüsü kaybı (amenore)
Midede (gastrointestinal) sorunlar
Baş dönmesi/bayılma
Kas güçsüzlüğü
Zayıflamış bağışıklık sistemi
Yeme Bozukluğu Risk Faktörleri Nelerdir?
Bazı kişiler yeme bozukluğu konusunda diğerlerinden daha fazla risk altındadır. Bu risk faktörleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Yaş: Her yaşta ortaya çıkabilmelerine rağmen en çok ergenlerde ve özellikle yirmili yaşların başlarında görülür.
Genetik: Genler, bir kişinin bu hastalığı geliştirme duyarlılığını artırabilir. Birinci derece akrabalarının herhangi biri yeme bozukluğu olan biriyse senin de bu rahatsızlığa eğilimin artar.
Aşırı Diyet: Kilo kaybı genellikle olumlu bir pekiştiricidir. Ancak verilen kilolar daha çok diyet yapma isteğine neden olup, aşırı durumlarda yeme bozukluğuna evrilebili
Psikolojik Sağlık: Altta yatan bir psikolojik veya zihinsel sorun yeme bozukluğuna katkıda bulunuyor olabilir. Bu sorunlar şunları içerebilir:
Özgüven eksikliği
Endişe
Depresyon
Obsesif kompulsif bozukluk
Sorunlu ilişkiler
Dürtüsel davranışlar
Yaşam değişiklikleri: Taşınmayı, iş değiştirmeyi, bir ilişkinin bitmesini veya sevilen birinin ölümünü içerebilir. Fiziksel istismar, ihmal ve cinsel istismar en büyük tetikleyicilerdendir.
Yeme Bozukluğu Nedenleri Nelerdir?
Uzmanlar, çeşitli faktörlerin bu hastalığın tetikleyicisi olduğunu söylemektedir:
Fizyolojik Faktörler: Ailede herhangi bir kişide görülmesi halinde deneyimlenme olasılığı daha fazladır. Son zamanlarda yapılan araştırmalar, beyindeki serotonin ve dopamin seviyelerinin de etken olabileceğini göstermektedir.
Kişilik Özellikleri: Özellikle nevrotiklik, mükemmeliyetçilik ve dürtüsellik gibi duygusal ve davranışsal özelliklere sahip bireylerde yeme bozukluğu olasılığı yüksektir.
Gece Atıştırmaları
Acıktığı için uykudan uyanma akşam sofralarından sonra geç saatlerce canının sürekli bir şeyler istemesi ve bu halin tekrarlayıcı/sürekli olması durumudur. Enerji alımı geç olduğu için sabah vakitlerinde hiçbir şey tüketmek istemezler ve gece atıştırmaları giderek artar. Geceleri ise hastalar genelde bol karbonhidrat ve şekere yönelirler ve ardından utanç ve suçluluk yaşarlar. Psikolojik destek ile tedavi edilmezse obeziteye yol açmaktadı
Yeme Bozukluğu Hangi Sıklıkla ve Yaşlarda Görülür?
Genellikle 10 ila 20’li yaşlar arasında rastlanır. Genç kızlarda erkeklere oranla daha sık görülür.
Ergen bireylerde görülme sıklığı yaklaşık olarak %5’dir ve son çalışmalar bu sıklığın giderek arttığını göstermektedir. Ancak farklı yaş dönemlerinde de başlayabilen yeme bozuklukları, sorunun anlaşılamaması ve farkında olunmaması nedeniyle bu kişilerin uygun şekilde teşhis ve tedavi edilme olasılığını düşürmektedir.